Son yıllarda pek çok insanın yaşadığı sorunlardan biri; bir firmanın kendisiyle ilgili yapılan yorumları yayınladığı web sayfasında, bir de bakmışsınız yorumu yapanlar arasında siz de varsınız, hem de farklı bir isimle... Peki, o zaman ne yapmalıyım sorusunun cevabı işte bu yazıda.
"Avokado dil kursuyla hayatım değişti. Sadece yabancı dilimi geliştirmekle kalmadım aynı zamanda kendime yepyeni dostluklar edindim. Bambaşka bir dil kursu deneyimi edinmek istiyorsanız Avokado dil kursunu tercih edin."
Yorum tanıdık gelmedi, peki yanındaki fotoğraf? Evet o bir yerlerden tanıdık nitekim daha önce hiç gitmediğiniz, adını bile bilmediğiniz bir dil kursuna ait bir web sitesinin yorumlar sayfasında sizin fotoğrafınız var. Web sayfası yöneticisi ile iletişime geçmeye çalışıyorsunuz ancak nafile.
Ya ulaşamıyorsunuz ya da ulaşıyorsunuz ama bir türlü derdinizi anlatamıyorsunuz. O halde yapabileceklerinize kısaca göz atalım.
Habertürk'den Yasemin Güneri'nin haberine göre Denizli'de yaşayan bir vatandaşın düğünde çekilen fotoğrafının, o düğün salonun tanıtım enstrümanlarında kullanılması şikayetiyle yerel mahkemeden Yargıtay 12. Ceza Dairesi'ne akseden olayda, Daire, kişisel verilerin hukuka aykırı işlendiğine kanaat getirerek Türk Ceza Kanunu'nun 136. maddesi uyarınca 2 ile 4 yıl arasında cezaya çarptırılmasına hükmedilmesine karar verdi.
Daha önce böyle bir hakkım yok muydu?
Türk Ceza Kanunu 2004 yılında kabul edilip 2005 yılında yayınlanan bir takım değişikliklerle güncellenmişti. Nitekim, karara konu olan 136. madde de bu güncelleme paketinin içindeydi.
MADDE 136 - (1) Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, (DEĞİŞİK İBARE RGT: 06.03.2014 RG NO: 28933 MÜKERRER KANUN NO: 6526/4) iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Özetle, aslında yukarıda belirtilen şekilde bir olay başımıza geldiğinde, başvurabileceğimiz şikayet yollarından birisi 2005 yılından beri masanın üzerinde bir yerlerde duruyordu.
Ancak buradaki problem kişisel verinin tayini, kişisel verinin bir tanımının olmamasıydı. İşte bu problem de 7 Nisan 2016 tarihinde yürürlüğe giren Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ile çözümlenince, yargı makamlarının eli rahatladı ve #TCK 136 kapsamındaki suçları daha rahat değerlendirmeye başladılar. Nitekim daha önceleri kişisel verilerin kapsamı yüksek mahkeme kararlarında dahi yanlış yorumlanabilmiş (tüzel kişilik verilerinin kişisel veri olabileceği gibi), hangi verilerin kişisel veriler olduğu konusunda bir karmaşa oluşmuştu.
"Kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgi, kişisel veridir"
Bir insana ait adı, soyadı, TC kimlik numarası, telefon numarası gibi basit bilgiler dışında kişinin boyu, kilosu, fotoğrafı, kamera görüntüsü, kılık kıyafeti, ruhsal durumu, görüşleri, yorumları gibi o kişiyi tekilleştirmeye yarayan bilgilerde kişisel veridir. Dolayısıyla hakkınızı ararken, kişisel verinizin kullanılıp kullanılmadığının tayini öncelikli olarak önem arz etmektedir.
Evet, kişisel verimi izinsiz olarak kullanmışlar ne yapmalıyım?
Şayet, yukarıdaki değerlendirmelerden sonra kişisel verinizin izinsiz olarak kullanıldığını düşünüyorsanız, öncelikle bunu yapan kuruma başvurmalısınız. Nitekim, her şeyden önce kullanımın sonlandırılması öncelikli hedefiniz olmalıdır. Ancak, kullanımla ilgili zararınız olduğunu düşünüyorsanız ve bu zararı tazmin etmek düşüncesindeyseniz, başvurmadan önce elektronik noter tespitiyle kullanımın tespit edilmesi ileride işinize yarayacaktır.
Olumsuz bir yanıt almanız durumunda, Sulh Ceza Hakimliği'nden kişilik haklarınızın zarara uğraması nedeniyle 5651 sayılı kanun yoluyla içeriğin kaldırılması, TCK 136. madde kapsamında Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunulması, Kişisel Verilerin Korunması Kurumu'na şikayet edilmesi gibi yöntemleri kullanmanız doğru olacaktır. Bu süreçlerin sonucunda şayet yargılamaların ve süreçlerin lehinize tamamlanması durumunda maddi ve manevi zararlarınızın tazmini içinse Asliye Hukuk Mahkemesi'nde tazminat davası açma yoluna gitmeniz sizin için uygun bir seçenek halini alacaktır.
Av. Serhat TURAN
Comments